kimiz ki biz?

Bizler, aslında sizlerden biriyiz. Hepimiz kendi hayat hikayemizin kahramanlarıyız. Başrolde kalabilmek için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Hepimiz birer abanoz ağacıyız. Kökleri toprağa sımsıkı sarılmış, masmavi gökyüzüne dallarını uzatmış birer hayat ağacıyız. Bu hayat ağacı ormanında sizlerinde daima gökyüzüne uzanan şanslı ağaçlar olmanızı dileriz.

söz uçar, yazı kalır

Yeryüzündeki her ağacın bir hikayesi vardır. Bu blogda yer alan her abanozunda öyle.. Abanozlar kendi hayat hikayelerini yazarlar. Kök saldığımızı sandığımız bu güzel ormandan ayrılmadan önce, ruhumuzu verdiğimiz her bir abanoz ağacının anlatacak çok hikayesi olacak. Bizi takip etmeye devam edin.

DOSTLUK ZAMANI

İnsanların birbirine selam bile verirken menfaatini düşündüğü bir dünya da yaşıyoruz. Ne komşuluk, ne dostluk hiç kimseye ayıracak bir zamanın kalmadığı toplumumıuzda ciddi yalnızlıkların bizleri beklediği zamana doğru ileliyormuşuz gibime geliyor. Bu durum da galiba bir önceki yazımda da belirttiğim gibi güven ve kuşku unsurlarını düşündürüyor.



Ben eskiden oturduğum bir semtte yirmi dört sene yaşadım buraya yeni birileri taşındığında üç beş ay kadar gözlemler sonra selam verir tanışırdık. Bu yalnız benim yaptığım bir şey değildi, herkes bu açıdan bakıyordu ve çekinerek yaklaşıyordu. Sonradan ben başka bir semte taşındım aynı durumu ben yaşadım dört ay sonra hoşgeldiniz demek için gelen bir teyze bana, "kusura bakma kızım hemen gelemedik çünkü bir müddet sizi takip ettik, bir sorun olmadığını görünce de görüşmeye karar verdik" dedi.

Haklıydı davranışında da kendince bunu söyleyebilecek kadar da samimiydi de, neden bu kadar birbirimizden ürker olduk. Belkide bunları düşünmek hata olurdu,  bu zamanda  bir arkadaşımın sözü geldi aklıma "hayatıma yeni insanları sokacak kadar ne zamanım var, ne de güvenim" demişti. İş böyle olunca hayatta da  yalnız kalman ve seni merak edicek kimsen yoksa evinin içinde son bulan bir yaşam, günler sonra yokluğu fark edilen yaşlı bir teyze ya da amca olma ihtimali yüksek.

Diyorumki "sokağındaki insanlara tebessüm etmek, merhaba demek bu kadar zor mu?", ben elimden geldiğince iyi niyetle yaklaşmak istiyorum verdiğim selamın arkasında dostluktan başka bir şey düşünmeden, en azından elimdeki dostlarımı ve sevdiklerimi kaybetmemeye çalışıyorum sevgilerle kalın.......

FİONA

0 yorum:

Yorum Gönder



 

Haberler