![](http://i254.photobucket.com/albums/hh92/eblogtemplates/polaroid/ico-hdr1.gif)
Züccaciye dükkanına sıkışmış hayatlar
Söylemek,kendini ifade etmek istersin ama susakalırsın...
Dipsiz bir kuyudan taş çıkarmak ister gibi her seferinde çabalar ama yorgun düşersin...
Hayatını başkalarına teslim eder,sadece izlersin......
Duygularını öteler,kendi gölgenden korkarsın.....
Zamanla ustalaşır,maskenle gezmeye alışırsın....
Yarın yapacağım der,öteki güne bırakırsın....
Masallara inanmak ister,kendi masalını yaratırsın...
AMA....züccaciye dükkanına sıkışmış hayatın,bastırılmış duyguların,kendini hayata ifade edememenin med-cezirleri,boşluklara tutunmak isteyen kelimelerin gibi altını üstüne getirir hayatının....Oysa '' "Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?'' der Şems-i Tebrizi.... Sahi nereden biliyoruz? Değişimlerin ve yeniliklerin sıkışık hayatlarımıza bir renk getirmeyeceğini,yaşadığımız yenilgilerin,dibine vurduğumuz gündüz ve gecelerin bizleri yeniden üste çıkarmayağını?
Kimi zaman,karşındakileri kıracağın endişesiyle hep kontrollü adımlar atarsın....
Kimi zaman kendi hayatını unutup,başkalarının beklentilerine göre yaşarsın...
Kendini keşfetmeyi tamamen unutup,ipleri karşındakilere bırakırsın....
Hayatının iradesini,seni sen yapanları korkularına teslim ettiğin için,ne gerçek aşkı,ne sevgiyi tadarsın....
Ne dağların doruklarına çıkarsın,ne okyonusların dalgalarına kapılırsın...
Hep eksik,hep yarım yaşarsın....
Yaşanmışlıklarının,kontrollü kontrolsüzlüklerinin,ardında bıraktığı izleri yoketmeye çalışırsın...
Hayatın aradan çekilip,evrenin o muhteşem uyumunu hissetmene izin vermesi için yakarırsın...
OYSA...''Ne yöne gidersen git, -doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu
içine doğru bir seyahat olarak düşün!Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda
arzı dolaşır.'' der Şems-i Tebrizi....Sabretmek,durup beklemek değil, başına gelen herşeyde ileri görüşlü olabilmektir.Senden yepyeni bir sen oluşturabilmen adına, gökteki hilale,doğan güneşe iç huzuruyla merhaba diyebilmektir.Kendi içsel yolculuğundur,insanlarla ve hayatla arana giren mesafeler değil,düşüncelerin,empatinin,toleransın tanımıdır.Yolun sonunu bulana dek dolaşmaktır...
içine doğru bir seyahat olarak düşün!Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda
arzı dolaşır.'' der Şems-i Tebrizi....Sabretmek,durup beklemek değil, başına gelen herşeyde ileri görüşlü olabilmektir.Senden yepyeni bir sen oluşturabilmen adına, gökteki hilale,doğan güneşe iç huzuruyla merhaba diyebilmektir.Kendi içsel yolculuğundur,insanlarla ve hayatla arana giren mesafeler değil,düşüncelerin,empatinin,toleransın tanımıdır.Yolun sonunu bulana dek dolaşmaktır...
HAYDİ....! Züccaciye dükkanına giren bir fil gibi tedirgin,öfkeli ve kontrollü yasadığımız hayatları arkamızda bırakalım.Yarını,geride bıraktığımız eksik hayatlarımızın tamamlanacak ilk günü olarak varsayalım...Bizden yeni bir biz oluşturalım....Esas kirlilik dışarıdaki dünyada değil,
kirlenmesine izin verdiğimiz kalpte......Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş bir oyuncak.Öyleyse emanet hayatlarımızı züccaciye dükkanına kapatarak yaşamayalım....
Not: Bu yazıyı yazmamda ilham kaynağı olan sevgili dostum U.O ya teşekkür ederim:)
nefisss... ellerine sağlık.....
canım lilycim züccaciye dükkanındaki fil seni çok seviyor ellerine sağlık:)fiona
İçerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz, alıntı yapılamaz.
Alıntılanan sadece yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde tüm hakları saklıdır.
Haşim Arıkan